Ne kadar yaşamayı planlıyorsunuz?

Takipçilerim makalelerimde genel olarak siyasi konular işlendiğini bilirler. Şahsi duruşumu da İslami bir kimlik taşıdığımı bilirler. Ama bu yazım ne siyasi nede ilmi olacak. İNSANİ bir yazı.

Hayatımıza pozitif katkı sağlayacağı açık, açık belli olduğu halde vazgeçilmez kıldığımız ne kadar düşüncelerimiz varsa onlardan sıyrılmamız gerekiyor.

Rabbimiz bize bütün duyu organlarımızla hissettiğimiz yaşadığımız tarihin şu anki zaman diliminde bizi mutlu kılacak o kadar imkan bağışlamış ki, bizim ihtiraslarımız gözümüzün önünde bir perde çekmiş göremiyoruz. Kendimize, etrafımızdakilere ve gelecek nesillerin, geleceklerine zarar veriyoruz.

İnsanların kendi hakları üzerinde özgürce tasarruf etmek istedikleri zaman, hakkı olmayanlar tarafından hain olarak tanımlanıyorsa, hak sahibi olmayanlar ihanete uğramadan özgürlükleri ellerinden alınmadan farkına varamayacaklar. Farkına vardıklarında iç içten geçmiş olacak o zaman ah vah ve keşke demenin faydası olmayacak.

Hakkı adalete teslim etmedikçe adaletin arandığı her yol çıkmaz sokak olacaktır.

Sürekli ateşe odun atanlara ayrı bir başlık açmak lazım. İnsanların düşüncelerine direk veya en direk etki ederek çıkar amaçlı sapmayı sinsi bir şekilde üçüncü gözden izlemektedirler.

Karşımızdakinin timsah gözyaşı döktüğünü muhtemelen herkesin okuyabileceği bir durum. Ama timsah gözyaşı dökenlerin farkına varılıp varılmadığını anlamak için ekstra bir kıvraklık gerekiyor. Söyleyeyim bunlar ağızları ile gözleri bir hareket etmez, ezberden konuşurlar.

İnsanlar kendilerine verilen yetkiyi yerinde ve zamanında kullanmadıklarında, bir sorumluluğu üstlenenler doğru yada yanlış süzgecinden geçirmeden ben yaptım oldu mantığı ile hareket ettiklerinde, kendilerine ihtiyaç duyulan pozisyonda olanlar kaçak  güreşip şartlar ileri sürdükçe çözüm sürekli düğüm olmaktadır.

Düğüm olmayı kendilerini değerli kılmadığını anlamadıkları gibi zaman hırsızı olduklarının da farkında değiller.

Her gürültüyü aleyhlerine zannedenlerde var. Aslında bunlar kendilerini nifak üzerine konumlandırmışlardır. Google Maps bile görmüyor. Bunlar hayatta adam olmazlar. Bilgiçlik taslayıp beyhude yaşarlar.

Kendilerine anlayış gösterilmesi, anlayanlar için bir değerdir. Anlamayanlara anlayış göstermek, gerçekten ciddi bir yüktür. Acaba neden bana anlayış gösteriliyor sapkınlığı içerisinde debelenip dururlar.

Musalla taşındaki mevtaya haklarımızı helal ediyor, cenaze namazı kılıyoruz, dua ediyoruz. Cenazenin kabre indirilmesini derbi maç izler gibi izliyor, dostlar çarşıda görsün hesabıyla taziyeye katılıyoruz. Sonu kaçınılmaz olan bu durumu zamansız kapımızı çalacağını kendimize uzak görüyor tahayyül edemiyoruz.

Veee öyle insanlar var ki, bu kadar yabani içinde  ne işiniz var diyesim geliyor. İbadeti camiye gömen dışarıda her şeyi mubah gören insanlardan değiller. İbadeti şekilden ibaret olmadığını, munazzam bir izan ve munazzam bir davranış biçimi ile hareket eden, hayatında bir denge unsuru olduğunun farkında olup yaşamaktadırlar. Tebrik ederim.

Tüm yazılarını göster