YZ'nin İsrail katliamlarındaki payı tartışılıyor

İsrail, 7 Ekim 2023’ten sonra Filistin topraklarına yönelik saldırılarında yapay zeka (YZ) teknolojilerini yoğun bir şekilde devreye sokarak dikkatleri üzerine çekti. Geniş çaplı bu operasyonlar, hem savunma hem de saldırı alanında YZ sistemlerinin askeri kapasiteyi artırdığı bir dönemi işaret ediyor. Ancak, bu teknolojilerin siviller üzerindeki yıkıcı etkileri ve uluslararası savaş hukuku ihlalleri, küresel çapta eleştirilere yol açıyor.

YZ TEKNOLOJİLERİNİN ASKERİ OPERASYONLARDA KULLANIMI

İsrail, YZ destekli sistemleri savunma mekanizmalarında etkin bir şekilde kullanıyor. Örneğin, Demir Kubbe sistemi, YZ tabanlı radarlarla füze tehditlerini otomatik olarak tespit ederek, insan müdahalesini minimuma indiriyor ve yüksek hassasiyetle saldırıları bertaraf ediyor. Bunun yanında, Habsora ve Lavender gibi YZ tabanlı saldırı sistemleri, hedef tespiti ve saldırı planlamasında tamamen otonom işlevler sunuyor.

Bu sistemler, askeri etkinliği artırırken, insan faktörünü devre dışı bırakmasıyla sivil kayıpların önlenmesi konusunda eksikliklere neden oluyor. Hedef tespitinde sivil alanların yeterince dikkate alınmaması, ciddi sonuçlara yol açıyor.

FİLİSTİN’E YÖNELİK SALDIRILARIN BOYUTLARI

Özellikle 7 Ekim 2023 sonrası, Filistin’e yönelik saldırılarında YZ teknolojilerinin yoğun kullanımı, sivillerin ağır kayıplar vermesine neden oldu. Bu operasyonlar sırasında sivil ölümler “yan hasar” olarak nitelendirilirken, hedef belirleme süreçlerinde sivil alanların göz ardı edilmesi uluslararası savaş hukukunun temel ilkelerine aykırı olarak değerlendiriliyor.

Uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri, İsrail’in bu saldırılarında savaş suçları işlendiğine dair delillerin olduğunu belirtiyor. YZ sistemlerinin saldırı süreçlerinde kullanılması, uluslararası hukukun temel prensiplerine uygunluk tartışmalarını beraberinde getiriyor.

ULUSLARARASI HUKUK VE ETİK SORUNLAR

İsrail’in YZ teknolojileriyle yürüttüğü operasyonlar, etik ve hukuki açılardan tartışma konusu oluyor. İnsan hakları örgütleri, sivillerin zarar görmesine neden olan bu saldırıların, insan haklarını ihlal ettiğini vurguluyor. Hedef belirleme süreçlerinde otonom sistemlerin hataları, sivil ölümlerinin artmasında önemli bir rol oynuyor.

Bu operasyonların Filistin halkı üzerinde yarattığı yıkıcı etkiler, bölgedeki insani krizleri derinleştirirken, uluslararası toplumun tepkilerini de beraberinde getiriyor. İsrail’in YZ teknolojilerini savaş alanında yoğun şekilde kullanması, yalnızca askeri başarı değil, aynı zamanda uluslararası savaş hukukunun yeniden gözden geçirilmesini gerektiren bir durum ortaya koyuyor.

SETA TARAFINDAN HAZIRLANAN DOSYA İÇİN TIKLAYINIZ